Helal Sana Daum....!!!

Christoph Daum... Uzun yıllar ülkemizde yaşayan ve Ümit Özat’ın geçirdiği talihsiz kaza sonrası döktüğü gözyaşlarıyla aramızdan biri olduğunu bir kez daha kanıtlayan Alman teknik adam...



Tücrübeli hoca, bir büyükelçi gibi yine ülkemizi kendi ülkesine tanıttı, tarihimizi anlattı, kültürümüzü övdü, hatta Batı dünyasındaki Türk önyargılarını kırmak için bizi cansiparane bir şekilde savundu. İşte Köln Teknik Direktörü Daum’un, Frankfurt Kitap Fuarı’nda Frankfurter Allgemeine gazetesinden Thomas Klemm ile yaptığı Türkiye odaklı röportaj....

Sizi “yarı-Türk” olarak adlandırıyorlar. Size Türk vatandaşlığına geçme hakkı vermeyi de düşündüler. Sizi bu kadar Türk kılan nedir?
Türkiye’de 6 yıldan fazla yaşadım. Haliyle birçok Türk arkadaşım var. Bayramlarını bile birlikte kutluyoruz. Bilimsel ve entellektüel anlamda da Ortaçağ’a damga vurdukları için saygı duyuyorum.

Türkiye’yi özel kılan ne peki?
Türkiye, birçok alanda hızla batıya doğru ilerleyen bir ülke. Ülkenin batısına doğru geldiğinizde daha ileri görüşlü ve hoşgörülü insanlarla karşılaşıyorsunuz. Ancak doğuda da inanılmaz sıcak bir dünya ve birbirine sıkı sıkıya bağlı ilişki ağları, akrabalıklar var.

Birçok Batılı’nın kafasında karışık bir Türkiye imajı var. İstanbul, kosmopolitan bir şehir olarak biliniyor. Ancak doğudaki kırsal alanlara doğru gidildikçe durum biraz değişiyor gibi...
Birisi bize Münih dünyaya açık bir şehir ancak Bavyera Ormanları’nın çağdışı olduğunu söylese hepimiz çığlık atarız! Oryantal bir Türkiye imajı artık geçerli değil. Atatürk’ün 1923’te gerçekleştirdiği devrimden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde yapılan yeniliklere odaklanmak gerekir. 1928 yılında Arap alfabesinin yerine yerine Latin alfabesi kullanmaya başladılar. Kadınlara eşitliği ilk sağlayan ülke de Türkiye’dir.

Ancak hâlâ bir insan hakları sorunu var...
Peki neden kimse ABD’nin çiğnediği insan haklarından bahsetmiyor? Kim Guantanamo hakkında konuşuyor? Ayrıca Türkiye’nin AB’ye girme yolunda son yıllarda yaklaşık 700 reforma imza attığını da unutmamak gerekir. Ülkede askeri gücün nüfuzu azalmakta ve hukukun gücü artmakta. Bu da Türkler’in Batı mantalitesine doğru kaydıklarının en net sinyallerinden biridir.

Orada ilk çalışmaya başladığınızdan beri Türkiye’ye ilgili düşünceleriniz değişti mi?
Türkiye bir lokomotife benziyordu. Kazanı iyice ısınmış, motoru son gaz Batı’ya doğru ilerlemeye hazır. Ancak yeteri kadar rayları yoktu. Sonra birden turizm patladı. Bu, otomotiv sektörünün de patlamasına sebep oldu derken artık ülkede sadece zengin ve fakir sınıflar değil, bir burjuvazi sınıfı da varolmaya başladı.

Futbolun Türk zihniyeti üstündeki etkisi ne?
Bir Türk, milli takımı ve ülkesi için oynadığı zaman bundan gurur duyuyor. Türkiye’de bir insan doğar doğmaz futbol hayatının merkezine yerleşiyor zaten. Hangi cinsiyet veya sınıftan olduğunun ise hiç önemi yok.

Peki günlük hayatta futbolun yeri ne?
Türkler daha fanatik. Eğer bir takım yenilirse o takımın taraftarları iki gün boyunca hasta gibi gezer. Ancak bu kızgınlık ve dargınlık kısa sürer. Hemen affeder ve takımlarını desteklemeye devam ederler. Şampiyon olan ve Avrupa’da da başarı yakalayan bir takıma devletin ödül vermesi Batı ülkelerinde hayal bile edilemez. Ancak zamanın başbakanı Tansu Çiller, Galatasaray’a ödül vermişti. Tabi bu durum bizde yaşanamaz, zira vergi memuru hemen tepenize biner!

"FENERBAHÇE DÜZELİR"
Akşam Gazetesi'nden Canan Soysal, Christoph Daum’la 3 büyükler hakkında konuştu. İşte Alman teknik adamın üç dev takım hakkındaki ilginç açıklamaları...

Fenerbahçe’nin ligdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda Fener çok zor durumda olduğu için bu konuda hiç bir yorum yapmak istemiyorum çünkü söyleyeceğim her söz olumsuz olabilir ve ben bununla yargılanmak istemem. Ancak takımda sakat oyuncular var önemli oranda. Dolayısıyla bu sakat oyuncular sorununu hiçbir kulüp çözememiştir. Her halde biraz sabırlı olup, bu sakatlıkların geçmesini beklemek gerekiyor.

Beşiktaş’da bir teknik direktör değişimi oldu? Ne düşünüyorsunuz?
Ertuğrul’un istifasından sonra onlar da kritik bir durum içine girdi. Çok fazla konuşmak istemem. Yıldırım Demirören’in yerinde olsanız herhalde medya aracılığıyla akıl almak istemezsiniz.

Mustafa Denizli’nin göreve gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu Demirören’e sormak lazım. Türkiye’deki 3 büyük kulüpten bu dönemde bir teklif aldınız mı?
Son 10 yıldan beri son derece başarısız ve sorunları olan Köln Kulübü’nün başındayım. Köln’ü tekrardan organize ediyorum. Çok önemli görevlerim var. Dolayısıyla bu tarz tekliflerin olup olmadığını tartışmak çok anlamlı değil.

Skibbe Almanya’da çok başarılı bir hocaydı. O da Galatasaray’da tartışılıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Her hoca için gittiği lige alışma, adaptasyon zamanı vardır. Buradan gittiğinizde Türkiye Ligi’ne, oradan buraya geldiğinizde de bu adaptasyon süreci vardır. O yüzden her hoca’ya biraz zaman tanınmalı.

Galatasaray’ın UEFA’daki şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
En zor gruplardan birine düştü. Ancak herşey olabilir. Galatasaray’ın potansiyeli yüksek. O günlük, o maçlık performans da önemlidir.

Ümit Özat’ın performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda sadece bildiğim kadarıyla tedavisini görüyor, ilaçlarını alıyor. 3-4 hafta sonra tekrar kontrollerden geçecek işte o zaman iyi ise tekrar dönecek.